Bitkilerin yüce tanrısı olarak doğmuş, ancak yanlışlıkla dünyayı yok edecek kötü bir tanrı olmakla suçlanmış ve 200 yıl boyunca tecrit hücresinde hapsedilmiştir.
Odasında kilitliyken melodram ve roman bağımlısı olan Elijah, insanların dünyasına kaçar ve ölmekte olan marki Roselita Derman’ı ele geçirir.
Dramalar ve romanlarla insan hayatının kolaylaşacağını düşünüyordu ama işler istediği gibi gitmiyor.
Roselita zehir içerek intihar etmedi!?
Kendisi kadar sefil ve haksız yere suçlanan Roselita’nın adını temize çıkarmak için, orada burada bazı şeyleri kırmak anlamına gelse bile gerçeği bulması gerekmektedir.
“Aaa! Sen gerçekten kimsin?!”
“Ben? Ben sevgiyi ve adaleti koruyan çekiç perisiyim.”
Ve sadece dizilerde ve romanlarda görülen kaderci bir aşka sahip olacak!
“Bir daha kimse sana parmak sallamayacak.”
Derman ailesi, özellikle de amcası Benjamin, parmağımı oynatsam bile buna dayanamıyor.
Kahretsin. İlk defa böyle bir sevgi hissettim!
“Yüzümü beğendin. Yavaşça bak, buna izin vermeyeceğim.”
Ve hepsinden öte, yıkılmış veliaht prens benim nişanlım mı…?
Peki ya benim romantizmim? Kader aşkım!?
Canlandırıcı elma şarabı patlayan bir kız, Kıtırsoy Tanrıçası’nın romantik fantezisini eziyor.
Yorum